Kimse çözemezse BİRLEŞİK çözer
Ülkemizdeki %100 Türk sermayeli en çok özel çelik öneren ve
tasarım performans çeliği servisi veren tek firmayız.
Şöyle geriye dönüp baktığımda gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarımın uğraşmadığı ne kadar çok gereksiz sorunla mücadele etmişiz. Örneğin; nasıl cv hazırlanır nasıl mülakatta davranılır gibi saçmalıklara muhatap olan bir nesiliz. Mühendisten beklenilen şey çok üst düzey verimlilik, geliştirme, iyileştirme, tasarlama, yeniyi ortaya koyma ve ekonomik artı değer yaratmak iken ona biçilen model rol maalesef tam tersini işaret ediyordu. Mesleğe girdiğim ilk yıllarda, büyük firmaların mühendisi zamanla nasıl monotonlaştırdığına, küçük firmaların ise nasıl mühendislik dışı bir model çizdiğine yıllar içerisinde çokça kez şahit oldum.
Peki ya o dönemde mühendisin kendine çizdiği model neydi? Firmaların pazarlama uğruna bilimsel formasyon soslu tanıtım sunumlarını nereye kadar sorgulama gücü bulabildiler. Yabancı firmalar tarafında süspanse edilen eğlence serpiştirilmiş yurtdışı teknik gezilerinde, tek taraflı olarak ortaya konulan bilimsel datalar, hiç sorgulanmadan sanayicimize, insanımıza yıllarca en iyisi diye aktarıldı.
Mesela hatırlıyorum. Mesleğimin ilk yıllarında küçük ölçekli bir ısıl işlem firmasında çalışırken, günün birinde bir kalıp çatladı. Raporumu hazırladım, firmaya teslim ettim. Hata tamamen çelik kaynaklıydı. Dünya devi olan karşı firma mühendisleri malzemeyi Almanya’ya gönderip oradan gelerek raporu beklememizi söyledi. Kalıpçı firma, hasarı kime fatura edeceği konusunda karar vermek için bekliyordu. Kalıpçı firmayı da Almanya’dan gelecek rapor konusunda ikna etmişlerdi. Bir ay, iki ay, üç ay derken, tam dört ay sonra rapor geldi. Rapor aynen şöyle idi; ‘Malzemenin analizi bu, sertliği bu, sonuç olarak yanlış ısıl işlemden dolayı çatlamıştır.’ Bu rapor, firmanın temsilci marka mühendisleri tarafından benim önüme konuldu.
Tamamen Türk sanayisini ve Türk mühendisini aşağılayan bu rapor çok kanıma dokunmuştu. Tenezzül edip mikroyapı çalışması bile yapmamışlardı. Biz Almanız, biz İsveçliyiz, biz şuyuz diyerek malzeme satıldığı bir dönemden bahsediyorum. O dönemde, ülkede gerçek anlamda sanayiciye objektif mühendislik hizmeti verecek kişi ve firma eksikliğini görerek firma kurma kararı aldım. Böylece 2002 yılında Birleşik Metal ve Isıl İşlem’i 75m2 oto sanayi sitesindeki depoda 2002 yılında tek başıma kurdum.
Çelik çok stratejik ve teknik bir konu. Dünyada her türlü çeliği, her türlü formda üretecek tek bir firma yok. Kimi firma sıcak iş çeliklerinde iyiyken kimisi ise soğuk iş çeliklerinde iyidir; kimi hadde, kimi dövme, kimi ise soğuk çekme firmasıdır. Ürünün kalitesine yönelik sorgulamayı Türk sanayicisi değil de tedarikçi firmaya karşı yapacak ve her malzemenin en iyisini, en doğru teknolojilerle üretilmiş yerden tedarik edecek çoklu bir mühendislik ve pazar stratejisine ihtiyaç vardı. Bu aslında teknik olarak birleşik bir teknoloji, birleşik bir mühendislik ihtiyacını doğuruyordu. İşte bu çoklu yapıyı bir çatı altında toplamak için kurduğum firmanın ismini Birleşik Metal koymuştum.
Gittiğim firma ziyaretlerinde, sen hangi firmasın diye soruyorlardı. Ben Birleşik Metal’im dediğimde, tekrar, tamam da hangi firmasın diye tekrarlıyorlardı. Yabancı firma algısı öyle baskıcı bir propaganda ile sanayicimize kabul ettirilmişti ki birçok firma tek başına bir Türk firmasının tüzel kişiliğini bile ciddiye almayacak durumdaydı. İllaki bir yabacı firma olmam gerekiyordu.
Yurtdışı yazışmalarımda aldığım fiyatlara ve sektörün fiyatlarına bakınca dehşete kapıldım. Fahiş kârlarla malzeme satılıyordu. 2004 yılında yazdığım birçok sektörel makalede “Herkes rekabetçi kârlara alışsın. Finlandiya ile İtalya arasında 1.2379 kalite çelikte 10 sent fark varken, bizim ülkemizde bu fark Avrupa’ya kıyasla 20 katına çıkıyor. Bu firmalar boş alanda rekabetsizlik ve marka baskısıyla firmalarımızı rekabet gücünden uzaklaştırıyor. Üstelik hep aynı malzeme ile yanlış kabul performansları oluşturuluyor..” diye yazdım, her mecrada da bunu söyledim.
Ben kendi kârımızı koyup fiyatımı verdiğimde, bu işte bir yanlışlık var, bu kadar çok fark olamaz deniliyordu. Bense tüm iş birliklerimi strateji, teknik vizyon ve mahcup olmamak üzerine kurmuştum. Çünkü şöyle düşünüyordum, bu firmaların ikinci kuşakları veya istihdam ettikleri yeni mühendisler yurtdışındaki fiyatları gördüğü zaman kimin etik davrandığını kimin fırsatçı olmadığını görecekler. Bu durumda ben mahcup olmamalıyım. Ayrıca rekabeti finansal alanda tutacak bir kuruşum dahi yokken tüm rekabeti teknik vizyona yöne çekmek ve sürekli teknik olarak kendimi geliştirmek zorundaydım. İşte, bu düşünce Birleşik Metal’in teknik vizyonlu, ilkeli ve namuslu ticaret anlayışına yönelik çok sağlam ve sarsılmaz bir temel oluşturmuştur. Sektör inanılmaz teveccüh gösterdi. Tüm o yabancı firmalar fiyatlarını gerçek rekabet seviyesine indirdiler, bugün bile en düşük fiyatı onalar verir oldular. Marka isimler tamamen alt üst oldu. Yabancı firma algısı yerine Türk mühendisinin bilgisine bıraktı ve binlerce mühendis sektörde iş buldu.
Birleşik Metal olarak 300’ün üzerinde yeni malzemeyi sektöre tanıttık, 10’un üzerinde yeni çelik tasarladık. 2007 yılına geldiğimizde, Varzene Metal’i aynı düşünce ile çelik dışı, süperalaşımlar alanında faaliyet göstermek üzere kurdum. O dönemde süper alaşımların ne olduğu bilinmiyordu. Malzemeleri anlatmakta çok zorlanıyorduk. 2020 yılında ülkemizde ilk entegre süper alaşım üretimini kendi tesisimizde yaptık. 2021 yılında Tusaş Motor, Varzene Metal’e ortak oldu. 2007 yılından itibaren Takım Çelikleri, Süper Alaşımlar ve Titanyum Alaşımları isimlerinde üç sektörel kitap çıkarttık ve ücretsiz dağıttık. 2022 yılı itibariyle, 12.000’i aşan cari iş birliği ile sektörün lider firması olarak varlığımızı sürdürüyoruz.
Tüm bunları yaparken sahip olduğum motivasyonun altında, yüzyılca Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan atalarımın kaderini değiştiren Cumhuriyet yatar. Cumhuriyetle birlikte kişilere verilen ücretsiz eğitim fırsatı ve bunun getirdiği borçluluk duygusu yatar. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki tüm sözleri özümseme, inanama ve kurucu değerle bağlılığım sadakatim ve adanmışlığımda yatar. Bir Türk mühendisi olarak, sayısız ilki başarmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ama bu mutlulukların en büyüğü, ülkemizde ilk kez entegre olarak endüstriyel süper alaşım üretmek olmuştur. Paramızla bile alamadığımız bu alaşımlıları şu an biz üretiyoruz.
Birleşik Metal, sahip olduğu teknik vizyon ile tüm bunları gerçekleştiren firma olarak, hem yapılamayanı yapmaya hem de her zaman dönüşebilir ve gelişebilir vizyonunu sürdürmeye devam edecektir. Bugün gönül rahatlığıyla ülkemizi özel çeliklerde en teknik firması Birleşik Metal’dir diyebiliyorum. Bunu tamamen bir böbürlenme duygusundan uzak olarak, sektörde teknik konularda bize gösterilen ilgi ve saygıdan görebiliyorum. Rekabeti “bilginin olduğu alanda” kurduğunuz zaman rekabet dışı hiçbir yol etki etmiyor. Güçlü oluyorsunuz. Çeliği en çok ve en iyi bilen her zaman kazanıyor Çelik tröstlerini sarsacak bir güvene gelmek ve bu karteller ile rekabet edebilmek hiç de kolay değil. Ancak bunu biz bilerek, çalışarak ve tamamen kendi işimiz konsantre olarak başardık. Hala da öğrenmeye, dönüştürmeye, yapılamayanı yapmaya devam ediyoruz. Birleşik Metal’in vizyonun altında işte bu kuruluş ilkesi yatar.
Emeğe bilgiye ve insana saygı yatar.
Saygılarımla,
Metalurji Yüksek Mühendisi
İsmail DEMİRKAYA
Yönetim Kurulu Başkanı